30 Aralık 2011 Cuma

Yitik Mazi


yaralamıyor artık mazinin acımasızlıkları.
kapanan yaralar kanamıyor tekrardan.
sonbahar yaprağı kadar çaresiz değilim.
atamıyor sırtından huysuz çınarlar.
mutluluktan uyuyamadığım gecelerim de oldu, 
hüznün uyutmadığı da...
ama bağımlılığım kalmamış uyku haplarına.
alelade olmuş senden arta kalanlar. 
zırhımı yapmışım eski zayıflıklarımdan,
incitemiyor artık gümüş başlı, ucu sivri cümlelerin. 


an gelir, dayanamayacak gibi olur da özlersem;
bir kadeh daha sensizlik doldururum.
zihnim bulanır da, yıkılmama ramak kalırsa;
kusarım gözlerimden kahpeliklerini.
akıtırım tüm zehrini bedenimden.
geri dönersin diye değildir kapımın açık oluşu;
yaşattıklarından kaçış yolumdur sadece.
tüm inandıklarım, inkar ettiklerim olmuşken;
inandığım yalanlarına lanet okurum,
seni sevdiğimi inkar ederim benliğime.

18 Aralık 2011 Pazar

sen vazgeçtin gelmekten


aynı dünyaya bakan iki farklı ufak pencere bizimkisi.
birbirimizi görebilirdik aynı anda kafamızı dışarı çıkarabilseydik.
ama yapmadık...
sokaklar soğuktu, üşürdük.
yorgundu bedenlerimiz, üşenirdik.
hatta bazen evlerimizde bile yoktuk.
yapamadık...
sıkıştırdık kalplerimizi 4 duvar arasına.
gözlerimizin önüne çektik nefret perdelerini.
var olanı kabullenemedik;
olmayanın peşine düştük.
aynı şarkılara bağıra çağıra eşlik edip,
benzer saatlerde, benzer düşüncelere daldık.
ne birbirimizi duyabildik,
ne düşüncelerimizi duyurabildik sağır gönüllere.
aynı sağanak yağmurların altında sırılsıklam olduk;
farklı yağmur taneleriyle.
aktı ikimizden de aynı tuzlu gözyaşları.
benimkiler senin uğruna,
o'nun uğruna da seninkiler.
ve akan her damla daha da ayırdı yollarımızı.
artık ne yollarımız aynı; ne de varmak istediğimiz yerler.
yalnızca bir şansımız vardı;
sadece bir kere kesişebilirdi kaderlerimiz.
ve ben oradaydım,
ama sen vazgeçtin gelmekten.

5 Aralık 2011 Pazartesi

yolun sonu

yolların sonu umrumda değil.
derdim çakıl taşlarıyla.
sislerin arkasındakiler umrumda değil.
derdim yağmurun yağmayışında.
kötü kalpli insanlarla karşılaşmak umrumda değil.
derdim onların hayatına, hayatımı atfetmemekte.
insanların elinde oyuncak olmam umrumda değil.
derdim koleksiyoncuların eline düşmemekte.
yalancıların dilinde bir çift söz olmak umrumda değil.
derdim yalan duygularına maruz kalmamakta...


huyum değildir.
sevgime bulaştıramam nefreti.
nefretime de sevgimi.
kötü birini de sevebilirim;
en az iyiyi sevdiğim kadar.
ama bu kara çarşambada;
yalnız kalmak umrumda değil.
derdim senin içinde olmadığın dünyada yaşayabilmekte...