14 Temmuz 2011 Perşembe

dilimin ucunda sana ait bir çift kelimen kalmış

sözler.
kimi zaman tek kelime
anlatır içindeki sevinci.
bazense kusarsın kinini
yine bir tek kelimeyle.

kimi zaman ağlatır seni
söylenmiş bir tek kelime.
kimi zaman hayatına yön verirsin
yine o dudaklardan dökülen bir kelimeyle.

****************
bir çift kelimeyle başlayan
bir sevinç öyküsü bu.
ve yine aynı zamanda;
bir çift kelimeyle biten
gözleri yaşlı bir roman.

önsözü olmayan bir kitaptık biz.
gereksizliklerden arınmış.
kapağımız bile yoktu bizim.
sadece içi güzel anılarla dolu,
pek çok yazıdan ibaret...
sayfalarca anı.
sayfalar dolusu yaşanmışlık barındıran,
bir kitaptık biz.
sonunun gelmesini istemeyeceğimiz kadar,
sürükleyici ve bir o kadar akıcı,
bir kitaptık biz.
o kadar sürükleyiciydik ki;
her kitabın bir sonu olduğunun
farkında bile değildik.
okunmaktan korkarcasına ürkek,
okunmayıp tozlanmış bir rafa kaldırılmaya da,
bir o kadar tahammülsüzdük.
bir kitaptık biz...

*****************

bu kitabı beraber oluşturmuştuk sevgili.
her sayfasını kendi ellerimizle yazmıştık.
bizim kitabımızdı o.
ya da bir kitaptık biz.
ama ama sen ne yaptın sevgili?
tüm sayfaları teker teker,
yırtıp çöpe attın.
tüm yazıları,
yani tüm anılarımızı,
tüm yaşanmışlıklarımızı,
ve tüm içindeki beni,
herşeyi silip attın.
o kitabın tüm sayfalarını yaktın.

***************

sen bunu yaptıktan sonra;
geriye kalan yanmış sayfalardan arta kalanları,
ben hep birleştirmeye çalıştım.
bir ümit,
bir ümit acaba 1 sayfasını bile,
"geriye getirebilir miyim?" diye.
çünkü sen bilmezsin oradaki her harf,
yani seninle yaşadığımız her an;
benim için bir ışıktı.
hayat ışığım.
sen bilmezsin o kitabın mürekkebi
benim sana karşı olan hislerimdi.

***************

ve şimdi farkettim ki,
sana söylemediğim
dudaklarımda bir çift kelimen kalmış.
bir çift özlem bu.
bir çift sevgi,
bir çift sitem belkide.
ve sana ait bu kelimeler.
evet söyledim aslında sana bu çift kelimeyi.
hemde defalarca...
fakat itiraf ediyorum daha önce,
bu kadar hissederek söylememiştim
bunu sana.
sanırım yokluğuna alışamıyorum.
sensizliğe tahammülüm;
bir bebeğin acıktığı zamanki hali gibi.
hemen ağlayıveriyorum.
bir bebeğin annesine ne kadar ihtiyacı varsa;
işte benim de sana o kadar.
işte bu yüzden;

"ben seni hala seviyorum."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder