14 Temmuz 2011 Perşembe

her hayal bir rüyayla başlar

bir rüyayla başlar her şey.
ümitler...
sevinçler...
hayaller...
hepsi, hepsi bir rüyayla başlar.
rüya ise uykuyla...

**************

ben bir uykuya daldım zamanında.
rahat, sıcak bir yatakta.
tüm sorunlarımdan arınmış bir şekilde.
sorunlarımdan uzaktım evet.
çünkü uyku her şeyi geride bırakan,
bir kaçış yöntemidir benim için.
fakat bu sefer ki farklıydı.
bir rüya için uykuya daldım.
ne göreceğimi bildiğim,
beni mutlu edeceğine inandığım,
ve içinde senin olduğun bir rüya.
gerçekle hayal arasında bir olguydu bu.
benim hayallerime tek kavuşabileceğim yer;
bir rüyaydı çünkü.
gerçekliğim rüyadan ibaretti.
bilirsiniz.

*************

bir rüya gördüm zamanında. 
içinde senin olduğun. 
sevinçlerimin olduğu...
ben uyudukça bu rüya devam edicekti.
emindim.
göz ardı ettiğim bir şey varmış demekki.
uyandırılmak.
aslında biliyordum.
aslında korkuyordum.
aslında, aslında nefret ettiğim bir gerçekti bu.
uyandırılmak.
görmezden geldim.
gerçekliğimden uzak kalmayı düşünmek;
düşünmeyi geç olabileceğini hissetmek bile,
beni yeterince hayattan koparıyordu.
ama her rüyanın bir sonu varmış.
bilirsiniz.

*****************

bir rüyadan uyandırıldım zamanında.
işte benim için "her şey bitti" dedirten 
sevinçlerimden uzaklaştıran olay.
evet her şeyin bittiğine inandım.
düşünsenize.
sizin tek "kendinizi bulduğunuz",
"yaşama bağlayan sebebiniz",
"sizi siz yapan",
o güzel rüyanın sonunun geldiğini anlamanız.
hayal kırıcı...
bilirsiniz. 

******************

ve işte o günden sonra bir daha uyuyamadım.
insomnia deniyor galiba buna.
hiç rüya görmedim ben izleyen günlerde,
haftalarda,
aylarda... 
taa ki düne kadar.
dün ne oldu biliyor musunuz?
onu gördüm.
rüyamın tek başrolünü,
en iyi yardımcı kadın ödülünü hiç kaptırmayan,
onu gördüm.
hem de uyanıkken.
fakat bir sorun vardı.
aramıza soğukluk girdiğinden,
uzaktan uzağa göz mesafesiydi sadece aramızdaki.
uzaktan uzağa göz kaçırmalar.
uzaktan uzağa göz dalaşı belki de tam adı.
uzaktan uzağa.
bu mesafe bile; 
"her şeyin bitmediğine"
"bitmemiş olabileceğine"
dair ümitlerimi yeşertti.
bilir misiniz?

****************

tamam tamam...
kahretsin itiraf ediyorum:
yine kendimi kandırmaya başladım.
yine yalanlarıma kendimi alet ediyorum galiba.
yine boş hayaller peşinden koşuyorum.
bu siyahın aslında beyaz olduğuna kendini inandırmak gibi bir şey.
şu an uyuyor muyum, uyanık mıyım?
ondan bile emin değilim.
peki "her şey bitti mi" sahiden?
bu hayal treni tekrardan
kalbimin durağından geçmez mi?
sona geldik mi?
biliyor musunuz cevabı?
ben bilimiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder