14 Temmuz 2011 Perşembe

tavşanın kendini dağa belli etme çabası

kanadı kırık bir serçenin;
çırpınışlarında aradım mutluluğu.
yeniden uçmaya ümitlenircesine.
biliyordum ki sen farklıydın.
farklı olmalıydın.
oysa sen de o ufak çocuktun,
sapanıyla beni vuran.
hoş görürdüm senin muzurluklarını,
şımarık tavırlarını...
canımı yakana kadar.
tek isteğim, 
beni pencerenden içeri alman,
ve gönül kafesinde bir yer ayırmandı.
kanadı kırık bir serçenin, 
başka ne isteği olabilirdi ki zaten?
ya sen ondan ne istedin?

***********************

sana küsmeye vakit bile bulamayan;
bir tavşandım kimi zaman.
sense benim gözümde,
tüm heybetiyle duran bir dağ.
beni farketmeni çok istedim.
ben hep seni uzaklardan izliyordum.
bu bir hayranlıktı sana karşı.
bir aşktı,
bir tutkuydu sana bakabilmek,
benim için.
benim güneşim her sabah;
senin arkandan doğar,
ve yine her akşam;
senin arkana saklanırdı.
ama hepsi geride kaldı.
önüne çektiğin sis perdesi,
seni benden gizlemeye başladı artık.
sanırım benim için gitme vakti...

************************

ve benim için;
kalabalığa karışma,
sessizliğin arasında kaybolma zamanı.
varlığımın farkında olmayan;
gözlerden ırak olmam gerek.
karanlığın dibinde,
gözlerimi kapayıp;
sıramın gelmesini beklemem gerek.
bitmek bilmeyen aşk kuyruklarında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder